input
stringlengths
15
272
output
stringlengths
100
3.16k
Unnamed: 2
stringclasses
1 value
Hükümlü ve tutuklulara yakınlarının ölümü veya ağır hastalığı nedeniyle verilebilecek mazeret izinlerini neresi değerlendirir?
Hükümlüler için 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un “Mazeret izni” kenar başlıklı 94 üncü maddesinde aşağıdaki şekilde belirtilmiştir. (1) Hükümlülük süresinin beşte birini iyi hâlle geçirmiş olanlara hükümlünün isteği ile; a) Ana, baba, eş, kardeş veya çocuğunun ölümü nedeniyle ceza infaz kurumu en üst amirinin önerisi ve Cumhuriyet Başsavcılığının onayı ile, b) Yukarıdaki bentte sayılan yakınlarından birisinin yaşamsal tehlike oluşturacak önemli ve ağır hastalık hâllerinin veya deprem, su baskını, yangın gibi felâketler nedeniyle zarara uğradıklarının belgelendirilmesi koşuluyla kurum en üst amirinin görüşü, Cumhuriyet Başsavcılığının önerisi ve Adalet Bakanlığının onayı ile, Yol dışında on güne kadar mazeret izni verilebilir. (2) Bu Kanunun 25 inci maddesi kapsamına girenler hariç, yüksek güvenlikli ceza infaz kurumunda bulunanlar da dâhil olmak üzere, güvenlik bakımından sakınca oluşturmaması koşuluyla tehlikeli olmayan hükümlünün, dış güvenlik görevlisinin refakatinde bulunmak şartıyla, talebi ve Cumhuriyet Başsavcısının onayıyla; a) İkinci derece dahil kan veya kayın hısımlarından birinin ya da eşinin ölümü nedeniyle cenazesine katılması için yol süresi dışında iki güne kadar, b) Sağlık Kurulu raporu ile belgelendirilmesi şartıyla ana, baba, eş, kardeş, çocuk ile eşin anne veya babasından birinin yaşamsal tehlike oluşturacak önemli ve ağır hastalık hâllerinin bulunması nedeniyle bunlardan her biri için bir defaya mahsus olmak üzere hasta ziyareti amacıyla yol süresi dışında bir güne kadar, izin verilebilir. Hükümlünün, izin süresi içinde gece konaklaması gerektiği takdirde, kendi evi veya (a) bendinde belirtilen bir yakınının evinde, güvenli görülen başka bir yerde ya da gidilen yerde bulunan kapalı ceza infaz kurumunda kalmasına, güvenlik hususu değerlendirilmek ve gerekli güvenlik tedbirleri alınmak suretiyle, gidilen yerin valisi tarafından karar verilir. Yurt dışına çıkmasını gerektirmesi durumunda hükümlüye, bu madde gereğince izin verilemez." Tutuklular için ise 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un “Tutukluların yükümlülükleri” başlıklı 116 ncı maddesinde aşağıdaki şekilde belirtilmiştir. “(2) İkinci derece dâhil kan veya kayın hısımlarından birinin ya da eşinin ölümü hâlinde, tutukluya, ceza infaz kurumu en üst amirinin önerisi ve Cumhuriyet başsavcılığının onayı ile soruşturmanın veya kovuşturmanın selameti ve güvenlik bakımından sakınca oluşturmaması koşuluyla, dış güvenlik görevlisinin refakatinde yol süresi dışında iki güne kadar cenazeye katılması için izin verilebilir. (3) Ana, baba, eş, kardeş, çocuk ile eşin anne veya babasından birinin yaşamsal tehlike oluşturacak önemli ve ağır hastalık hâllerinin bulunduğunun sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi durumunda tutukluya, soruşturmanın veya kovuşturmanın selameti ve güvenlik bakımından sakınca oluşturmaması koşuluyla, ceza infaz kurumu en üst amirinin önerisi ve Cumhuriyet başsavcılığının onayı ile dış güvenlik görevlisinin refakatinde yol süresi dışında, bunlardan her biri için bir defaya mahsus olmak üzere hasta ziyareti amacıyla bir güne kadar izin verilebilir."
null
Ceza İnfaz Kurumlarında yakını bulunan kişilerin güvenlik gerekçeli dilekçeleri nasıl değerlendirilir?
Dilekçe, hükümlü veya tutuklunun bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir ve gelen cevabi yazı doğrultusunda inceleme yapılarak, Genel Müdürlük tarafından ilgililerine bilgi verilir.
null
Hükümlü ve tutukluları kimler ziyaret edebilir?
Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik’in “Ziyaret edebilecek kişiler” başlıklı 9 uncu maddesinde aşağıdaki şekilde belirtilmiştir. “Hükümlü ve tutuklular; eşi, anne, babası, büyükanne ve büyükbabası, çocuğu, torunu, kardeşi, gelini, damadı, kayınbiraderi, baldızı, yengesi, eniştesi, görümcesi, kayınvalidesi, kayınpederi, kayınvalidesinin annesi ve babası, kayınpederinin anne ve babası, eşinin başkasından olma çocuğu, büyükanne ve büyük babasının anne ve babaları, torun çocuğu, kardeş çocuğu, eşi, amcası, halası, dayısı, teyzesi ve bunların eşleri ile vasisi ve kayyımıyla görüşebilir. Hükümlü ve tutuklular, birinci fıkrada sayılanlar dışında kalan üç ziyaretçisinin adı ve soyadı ile bilmesi hâlinde adresini ceza infaz kurumuna kabulünden ve kendisine bu hususun tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün içinde bildirir. Bu ziyaretçiler, ölüm, ağır hastalık, doğal afet, hükümlü ve tutuklunun nakli ya da ziyaretçinin ziyaret olanağını ortadan kaldıracak yerleşim yeri değişikliği gibi zorunlu hâller dışında değiştirilemez. Ceza infaz kurumu yönetimince, gerekli görülmesi hâlinde bildirilen ziyaretçiler hakkında, ziyarette bulunmalarında sakınca bulunup bulunmadığı konusunda kolluk aracılığıyla araştırma yaptırılır. Sakıncalı görülenlere ziyaret izni verilmez ve yeni ziyaretçinin bildirilmesi istenir.”
null
Hükümlü ve tutuklunun yakınları dışındaki diğer kişilerin ziyaret taleplerini neresi değerlendirir?
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 83 üncü maddesi uyarınca kapalı görüş taleplerini hükümlü veya tutuklunun bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığı değerlendirir. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 85 ve 116 ncı maddeleri uyarınca açık görüş talepleri için Bakanlıktan onay alınması gerekmektedir.
null
Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumlarında bulundurabilecekleri kıyafetler nelerdir?
Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik'in "Giyim eşyaları" başlıklı 7 inci maddesinde aşağıdaki şekilde belirtilmiştir. “Hükümlülerin koğuş, oda ve eklentilerinde birer adet palto, manto ve mont, iki adet ceket veya ceket yerine kullanılabilen hırka, dört adet pantolon ve/veya etek, bayan için iki adet elbise, bir takım eşofman, dört adet gömlek, iki adet kazak, iki takım pijama, bir spor ayakkabısı, bir kışlık ayakkabı, bir iskarpin, üç adet tişört, iki adet kravat, bir adet kemer, gerektiği kadar iç çamaşırı, çorap, bir terlik, havlu ve bir bornoz ile kaşkol, 25/11/1925 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisâsı Hakkında Kanuna aykırı olmayan bir adet şapka bulundurulmasına
null
Doğrudan veya kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin açık ceza infaz kurumlarına ayrılma işlemleri?
02 Eylül 2012 tarihli ve 28399 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği'ne" göre Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından gerçekleştirilmektedir.
null
Açık ceza infaz kurumundan kendi isteğiyle başka açık ceza infaz kurumuna nakil işlemleri?
06.04.2016 tarihli ve 8544/43252 sayılı yazı gereğince açık ceza infaz kurumlarından başka açık ceza infaz kurumularına nakil işlemleri Açık HÜNSİS (Açık Hükümlü Nakil Sistemi) ile her ayın ikisi ile yirmiikisi arasında alınan nakil talepleri otomatik olarak değerlendirilmektedir.
null
Disiplin nedeniyle kapalı ceza infaz kurumuna iade edilenlerin yeniden açık ceza infaz kurumuna ayrılma işlemleri?
Açık ceza infaz kurumunda hükümlü iken kınıma dışında disiplin cezası alarak kapalı ceza infaz kurumuna iade edildikten sonra tekrar açık ceza infaz kurumuna ayrılmaya hak kazanmaları halinde anılan Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasına göre nakil işlemleri Genel Müdürlüğümüzce değerlendirilmektedir.
null
Hükümlü ve tutuklular hangi durumlarda kendi istekleri ile nakil yaptırabilir?
a)Gitmek istedikleri kurumlardan durumlarına uygun en az üç yeri belirten bir dilekçe vermeleri, b) Nakil giderlerini peşin olarak ödemeyi kabul etmeleri, c) Koşullu salıverilmelerine beş aydan az süre kalmamış olması, d) İyi hâl göstermeleri, disiplin cezası almamış veya kaldırılmış olması, e) İstekte bulunulan kurumda yer, kapsama gücü ve sınıfının uygun bulunması ve tutukevi olmaması, f) Mahkûmiyet sürelerine uygun hükümlülerin barındırıldığı bir kurum olması, g) Daha önce disiplin nedeniyle ayrılmak zorunda kaldıkları kurum olmaması,
null
Hükümlü ve tutuklu yakını nakil talebinde bulunabilir mi?
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 54 üncü maddesinde, hükümlülerin kendi istekleri ile bulundukları kurumdan başka kurumlara nakledilebilmeleri için gitmek istedikleri kurumlardan durumlarına uygun en az üç yeri belirten bir dilekçe vermeleri gerektiği hüküm altına alındığından hükümlü ve tutuklu yakınının nakil talebi değerlendirilmeye alınmaz.
null
Hükümlü ve tutuklular kendi istekleri ile nakilleri durumunda yol masraflarını kim karşılar?
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 54 üncü maddesi ile “Hükümlülerin kendi istekleri ile bulundukları kurumdan başka kurumlara nakledilebilmeleri için, nakil giderlerini peşin olarak ödemeyi kabul etmeleri” gerektiği hüküm altına alınmıştır.
null
Hükümlü ve tutukluların isteğe bağlı nakil şartları nelerdir?
a) Gitmek istedikleri kurumlardan durumlarına uygun en az üç yeri belirten bir dilekçe vermeleri, b) Nakil giderlerini peşin olarak ödemeyi kabul etmeleri, c) Koşullu salıverilmelerine beş aydan az süre (dilekçe tarihi itibariyle) kalmamış olması, d) Mahkûmiyet sürelerine uygun hükümlülerin barındırıldığı bir kurum olması, e) Daha önce disiplin nedeniyle ayrılmak zorunda kaldıkları kurum olmaması, f) Talep ettikleri ceza infaz kurumunda güvenlik riski oluşturmaması, g) Disiplin nedeniyle ayrıldıkları kurumlar hariç, talep ettikleri kurumlarda daha önce kalmış iseler. Bakanlıkça değerlendirilmek üzere bu yer idare ve gözlem kurulunun taleple ilgili görüşünün alınmış olması, gerekir. (4) Bu hükümlüler nakledildikleri kurumlarda, eğitim öğretim veya hastalık nedeniyle nakil hariç, bir yıl kalmak zorundadır. Çocuklar bakımından bu süre altı ay olarak uygulanacaktır. Ancak; salıverilme tarihleri itibariyle, cezalarını müdürlük teşkilatı bulunmayan ceza infaz kurumlarında çekmeye hak kazanan hükümlüler için bu süre dikkate alınmayacak ayrıca 1 inci fıkranın (c) bendindeki koşul aranmayacaktır. (5) Başka bir ceza infaz kurumuna nakledilmeleri için açlık grevi ya da ölüm orucu eylemi yapan hükümlü ve tutuklularm nakil talepleri eylemlerine devam ettikleri sürece karşılanmayacaktır.
null
Terör ve örgütlü suçlardan hüküm alanların ilçe ceza infaz kurumlarına ayrılma şartları nelerdir?
a) Yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarında barındırılan hükümlü ve hükümözlülerden; 3419 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanun ve değişiklikleri ile 4959 sayılı Topluma Kazandırma Yasası ve 5237 sayılı ve Türk Ceza Kanunu’nun 221 inci maddesinden yararlananlardan koşullu salıverilmesine 3 yıldan az süre kalanlar ile örgütlerinden ayrıldıkları idare ve gözlem kurulu kararıyla tespit edilen ve toplam cezalarının 1/3 ünü bu kurumlarda iyi hâlli olarak infaz edenlerden koşullu salıverilmesine 2 yıl 6 aydan az süre kalanlar, talepleri hâlinde, ağır ceza merkezi Cumhuriyet başsavcılığınca ekli (3) sayılı listede belirtilen müdürlük teşkilatı bulunmayan bağlı kapalı ceza infaz kurumlarına nakledilebilecektir. b) (a) bendinde belirtilenler dışında kalanlardan, toplam cezalarının 1/3 ünü iyi hâlli olarak infaz eden ve koşullu salıverilmesine 1 yıldan az süre kalanlar, talepleri hâlinde, ağır ceza merkezi Cumhuriyet başsavcılıklarınca, ekli (3) sayılı listede belirtilen, müdürlük teşkilatı bulunmayan bağlı kapalı ceza infaz kurumlarına nakledilecektir.
null
Hükümlülerin açık ceza infaz kurumlarına ayrılma şartları nelerdir?
Terör ve örgütlü suçlardan ceza alan hükümlülerin açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaları için, Kapalı kurumlarda bulunan hükümlülerin talepleri üzerine, koşulları taşıdıklarının anlaşılması hâlinde kurum idare ve gözlem kurulu tarafından açık kurumlara ayrılmalarına karar verilir. Hükümlünün koşulları taşımadığının anlaşılması halinde ise talebin reddine dair verilen gerekçeli karar ilgiliye tebliğ edilir. c) 29/7/2003 tarihli ve 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu, 30/7/1999 tarihli ve mülga 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri ile Mücadele Kanununun 14 üncü maddesi ve 5237 sayılı Kanunun 221 inci maddesinden yararlananların koşullu salıverilme tarihine iki yıldan az süre kalması, ç) Terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olup, toplam cezalarının 1/3'ünü iyi halli olarak infaz edenler, mensup oldukları örgütten ayrıldıkları idare ve gözlem kurulu kararıyla tespit edilenlerin koşullu salıverilme tarihine bir yıldan az süre kalması şartı aranır. Ayrıca, açık ceza infaz kurumlarına ayrılma işlemleri Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından yapılmaktadır.
null
Terör ve örgütlü suçlardan ceza alan hükümlü/tutuklular hangi ceza infaz kurumlarında barındırılır?
Terör ve örgütlü suçlardan ceza alan hükümlü/tutuklular 05/06/2015 tarih ve 167 No.lu Genelgenin 13. Maddesi ve 5275 sayılı kanunun 9. Maddesinde yer alan yüksek güvenlikli ve bir bölümü yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumlanda barındırılır.
null
Ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutukluların tedavileri nasıl yapılır?
Ceza infaz kurumuna ilk kez alınan hükümlü ve tutuklunun, kabul odasında geçen sürede, tıbbi gizliliğe uygun olarak, kendisinin ve çevresindekilerin ruhsal ve bedensel iyiliği için, sağlık bilgileri kaydedilmektedir. Kurumun sağlık koşullarının düzenlenmesi kurumda görevli hekim tarafından yapılmaktadır. Hükümlü ve tutukluların, beden ve ruh sağlığının korunması, hastalıklarının tanısı için, ilk muayene ve tedavi hizmetleri kurumda verilmekte; ileri tetkik, tedavi ve rehabilitasyon gerekenler devlet hastanelerine, daha ileri sağlık hizmeti gerekenler ise üniversite hastanelerine sevk edilmekte; tüm muayene ve tedavi sonuçları kişinin sağlık dosyasına kaydedilmektedir. Ayrıca acil durumlarda derhal 112 Acil Servis'e haber verilerek gerekli tıbbi müdahalede bulunulmakta ve gerek görülmesi halinde ambulansla hastaneye sevk sağlanmaktadır. Yasa gereği gerekli olan her türlü muayene ve tedavi, devletin teminatı altında ve ücretsizdir. Hastaneye sevk edilen hükümlü ve tutuklulardan hastanede yatarak tedavi görmesi uzman hekim tarafından gerekli görülenler, hastanelerin mahkum koğuşuna alınarak tedavi ve takibi burada sürdürülmektedir. Hastalığı nedeniyle Adli Tıp Kurumundan rapor bekleyen ya da tek başına öz bakım becerisini yapamayan ve başkasının bakımına muhtaç olan hasta tutuklu ve hükümlülerin barındırılması, rehabilite ve tedavilerini sağlamak amacıyla Metris R Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ile Menemen R Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu faaliyete geçirilmiştir. Sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde hükümlü, tutuklu veya hükümözlü olup olmadığı, suç türü, yaşı, cinsiyeti ve bulunduğu ceza infaz kurumunun özellikleri gözetilmeksizin tüm hükümlü ve tutuklulara, tıbbi gereklilik ve mevzuat doğrultusunda her türlü sağlık hizmeti eksiksiz olarak verilmektedir.
null
Ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutukluların tedavi giderleri kim tarafından karşılanır?
Yasa gereği; hükümlü ve tutuklunun estetik amaçlı veya kurumdaki yaşantısını devam ettirmesine engel oluşturmayan şikâyetleri dışında, gerekli olan her türlü muayene ve tedavileri devletin teminatı altında ve ücretsizdir.
null
Ceza infaz kurumlarında hangi durumlarda hükümlü/tutuklunun tedavi nedeniyle nakli gerçekleştirilir?
Hastalığı nedeniyle devlet veya üniversite hastanelerinin ilgili bölümlerine sevk edilen hükümlü veya tutuklunun yapılan muayene ve tetkikleri sonucunda sağlık kurulu raporu ile hükümlü ve tutuklunun bulunduğu ilde mevcut tedavisinin veya bakımının yapılamayacağı belirtilirse; kişi tedavisinin ve bakımının yapılabileceği en yakın devlet veya üniversite hastanesinin bulunduğu il ceza infaz kurumuna nakil edilir.
null
Sağlık sorunları nedeniyle cezasının ertelenmesi hangi şartlarda yerine getirilir?
5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'da belirtilen "(6) (Ek: 24/01/2013-6411/3 md.) Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazı üçüncü fıkrada belirlenen usule göre iyileşinceye kadar geri bırakılabilir." hükmü gereğince; Ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği gözlemlenen hükümlü ve tutukluların, kendi talebi veya gerekli durumlarda talebi olup olmadığına bakılmaksızın re'sen işlemleri başlatılmakta olup; daha önceden işlemleri tamamlanan ancak cezalarının tehiri uygun görülmeyenlerin durumları sürekli gözlemlenmekte, hastalığının ilerlemesi ve sağlık durumunun bozulması durumunda da re'sen harekete geçilerek tehir işlemleri başlatılmaktadır. Hükümlü veya tutuklunun sağlık durumu hakkında Devlet veya üniversite hastaneleri tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporu, ceza tehiri kapsamında değerlendirilmek üzere Adli Tıp Kurumuna gönderilmekte ve ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği yönünde rapor tanzim edilmesi halinde, toplum güvenliği bakımından tehlike durumunun değerlendirilmesi, aldığı hüküm açısından infazının değerlendirilmesi ve tahliyesine karar verilmesine yönelik işlemler Cumhuriyet Başsavcılıklarınca veya ilgili Mahkemesince değerlendirilmektedir.
null
Denetimli serbestlik nedir?
Denetimli serbestlik; şüpheli, sanık ve hükümlüler (yükümlüler) hakkında adli makamlarca verilen ceza ve tedbirlerin toplum içinde denetim ve takibinin yapıldığı; şüpheli, sanık ve hükümlülerin iyileştirilmesi ve yeniden sosyalleştirilmesi için ihtiyaç duyulan her türlü hizmet, program ve kaynakların sağlandığı bir ceza ve infaz sistemidir. Diğer bir ifadeyle denetimli serbestlik; yükümlülerin suç işlemesine neden olan davranışlarının düzeltilerek, tekrar suç işlemelerinin önlenmesi, ceza infaz kurumundan salıverilen hükümlülerin takip edilmesi, madde bağımlılarının rehabilitasyonu, suçtan zarar gören mağdurların uğradıkları zararın giderilmesi ve bu yolla toplumun korunması amacıyla kurulmuş bir infaz sistemidir.
null
Denetimli serbestlik tarafından hangi kararlar infaz edilmektedir?
Ülkemizde denetimli serbestlik hizmetleri, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük ile ilgili kanunların uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları düzenleyen yönetmelik ve genelgeler çerçevesinde denetimli serbestlik müdürlükleri tarafından yerine getirilmektedir. Bu kapsamda, denetimli serbestlik müdürlükleri tarafından aşağıda belirtilen kararların infazı gerçekleştirilmektedir: -Adli Kontrol (CMK 109; ÇKK 20) -Çocuğun Denetim Altına Alınması (ÇKK 5, 36) -Kısa Süreli Hapis Cezasına Seçenek Yaptırımlar (TCK 50/1-c, d, e, f) -Hapis Cezasının Ertelenmesi ve Denetimli Serbestlik (TCK 51/4-a, b, c; TCK 51/5) -Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma (TCK 53/5, 6) -Tedavi ve Denetimli Serbestlik (TCK 191/3) -Etkin Pişmanlık (TCK 221/5) -Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanarak Cezaların İnfazı (CGTİHK 105/A) -Adli Para Cezasına Karşılık Kamuya Yararlı Bir İşte Çalıştırılma (CGTİHK 106/3) -Koşullu Salıverilme (CGTİHK 107/7, 8, 9) -Mükerrirlere ve Bazı Suç Faillerine Özgü İnfaz Rejimi ve Denetimli Serbestlik (CGTİHK 108/4, 6, 9) -Hapis Cezasının Konutta Çektirilmesi (CGTİHK 110/2) -Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Denetimli Serbestlik (CMK 231/8-a, b, c)
null
Denetimli serbestlik müdürlükleri idari yönden nereye bağlıdır?
Denetimli serbestlik müdürlükleri idari yönden Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonunun bulunduğu yerdeki Cumhuriyet başsavcılığına bağlıdır.
null
Denetimli serbestlik kapsamında yükümlülükler neye göre belirlenmektedir?
Denetimli serbestlik hizmetleri kapsamında toplum içinde denetim, takip ve iyileştirilmesine karar verilen yükümlülerin denetimli serbestliğe tâbi oldukları süre içerisinde hangi yükümlülüklere tabi tutulacakları ve uymaları gereken kurallar, adli merci tarafından verilen kararın gereği dikkate alınarak ve karar türüne göre gerektiğinde yükümlü hakkında denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından belirli araçlar da kullanılmak suretiyle yapılan değerlendirme neticesinde belirlenmektedir.
null
Denetimli serbestlik kapsamında yer alan eğitim ve iyileştirme çalışmaları nelerdir? Kimler tarafından gerçekleştirilir?
Denetimli serbestlik kapsamında cezaları toplum içinde infaz edilen yetişkin ve çocuk/genç yükümlülere tespit edilen risk ve ihtiyaçları doğrultusunda eğitim ve iyileştirme çalışmaları yürütülmektedir. Söz konusu çalışmalar; bireysel görüşme, grup çalışmaları, seminerler, boş zaman yapılandırılması vb. faaliyetleri içeren bir süreci kapsamaktadır. Bu çalışmalar, ilgili konularda eğitim almış, denetimli serbestlik uzmanları (öğretmen, psikolog, sosyal çalışmacı ve sosyolog) tarafından yerine getirilmektedir. Eğitim ve iyileştirme çalışmaları kapsamında, süreç içinde geliştirilen ve halihazırda uygulanmakta olan müdahale programları aşağıda belirtilmiştir: Bireysel Görüşme Uygulamaları Değerlendirme Görüşmeleri Bireysel Müdahale Görüşmeleri (Uzun Süreli Bireysel Görüşme) Denetimli Serbestlik Uygulamalarında Öfke Kontrolü Programı – (ÖfkeSİZ) Grup Çalışmaları Yetişkinler için: Sigara, Alkol ve Madde Bağımlılığı Farkındalık Programı(SAMBA) Hayat İçin Değişim Programı(HAYDE) Öfke Kontrolü Müdahale Programı Çocuk ve Gençler için: Çocukları için Temel Yaklaşım Müdahale Programı-ÇMP1 Denetim Altındaki Çocuklar için Alkol ve Madde Müdahale Programı-ÇMP2 Çocuklar için Genel Suçlu Davranışı Müdahale Programı-ÇMP3 Çocuklar için Saldırganlığı Önleme Müdahale Programı-ÇMP4 Adım Adım Değişim Programı Gençler için Sigara, Alkol ve Madde Bağımlılığı Farkındalık Programı (GENÇ SAMBA) Seminerler Boş Zamanların Yapılandırılmasına Yönelik Faaliyetler
null
Denetimli serbestlik kapsamında çocuklara yönelik ne tür çalışmalar yapılmaktadır?
Denetimli serbestlik sistemine dâhil olan suça sürüklenen çocuklara yönelik risk ve ihtiyaç değerlendirme işlemleri neticesinde tespit edilen ihtiyaçlara yönelik çalışmalar planlanmaktadır. Bu kapsamda suça sürüklenen çocuklara yönelik bireysel görüşmeler ve Temel Yaklaşım, Madde Kullanımını Önleme, Genel Suçlu Yaklaşımı, Saldırganlığı Önleme, Gençler için Sigara, Alkol, Madde Bağımlılığı Farkındalık, Adım Adım Değişim, Görüşme ve İlişki Geliştirme Becerileri, Etkin İletişim Becerileri, Öfke Yönetimi ve Bilinçli Farkındalık gibi programlar uygulanmaktadır. Bu çalışmaların yanı sıra aile görüşmeleri, okul ve suça sürüklenen çocuk ile temas kuran diğer kurum ve kuruluşların temsilcileriyle görüşmeler ve iş birliği çalışmaları yapılmaktadır. Eğitim, iş, sağlık, ayni-nakdi yardım, boş zaman yapılandırma gibi hususlarda tespit edilen ihtiyaçlara yönelik ilgili kurum ve kuruluşlara yönlendirmeler yapılmakta ve ihtiyacın karşılanmasına yönelik ortak çalışmalar yürütülmektedir.
null
Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasını infaz etmek üzere ceza infaz kurumundan salıverilen hükümlüler hangi yükümlülüklere tabi tutulmaktadır?
Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazı; koşullu salıverilmesine belirli bir süre kalan iyi halli hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla cezanın koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilmesidir. Talep üzerine infaz hakimliği tarafından hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazına karar verilmesi durumunda denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılacak değerlendirme neticesinde denetim planı hazırlanır. Bu karar kapsamında hükümlünün; a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma, b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma, c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmeme, ç) Belirlenen programlara katılma, yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tâbi tutulmasına karar verilir.
null
Terör suçlarından hükümlü bulunanlar, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infaz edilmesi usulünden yararlanabilirler mi?
Kanunda yer alan koşul ve şartları taşıyan hükümlülerin hapis cezalarını denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infaz edilmesi mümkündür.
null
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesi kapsamında hapis cezaları denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infaz edilen hükümlüler hangi hallerde kapalı ceza infaz kurumuna iade edilirler?
Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne üç gün içinde müracaat etmeyen, hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim planına, denetimli serbestlik personelinin uyarılarına, denetim planında yükümlülüklerin infazına ilişkin belirlenen kurallara uymamakta ısrar eden ya da ceza infaz kurumuna geri dönmek isteyen hükümlüler, infaz hakimi kararı ile koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezalarının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilebilirler.
null
Cezanın konutta infazı nedir? Kimler hapis cezasını konutta çekebilir?
Kişi hakkında adli mercilerce; a) 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 110/2, b) 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A, c) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109/3-j maddelerinden biri kapsamında karar verilmesi halinde ilgili mevzuata göre bu ceza veya tedbirlerin tamamı ya da bir kısmı konutta infaz edilebilir.
null
Kamuya yararlı işlerde ücretsiz olarak çalıştırılma cezası nedir?
Denetimli serbestlik kapsamında kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma, Türk Ceza Kanunu’nun 50/1-f maddesi gereğince mahkemeler tarafından verilen seçenek yaptırım, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesi gereğince belirlenen kamuya yararlı bir işte çalıştırılma yükümlülüğü ya da yine aynı Kanunun 106/3 maddesi gereğince adli para cezasının ödenmemesi halinde verilen kararlar arasında yer almaktadır. Kamuya yararlı bir işte çalıştırılma kararları kapsamında yükümlülerin denetimli serbestlik müdürlükleri tarafından denetim ve takipleri gerçekleştirilmek suretiyle toplum içinde kamuya yararlı işlerde (ağaçlandırma, bahçe işleri, çevre düzenleme, boya, tadilat, temizlik işleri, vb.) ücretsiz olarak çalıştırılmaları sağlanmakta; bu yolla toplumsal katılım ile hükümlünün iyileştirilmesi, topluma hizmet etmesi ve toplumla bütünleşmesi desteklenmektedir.
null
Kamuya yararlı bir işte çalıştırma cezasında günde en az ve en fazla kaç saat çalışılabilir?
Haklarında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/1-f maddesi gereğince kamuya yararlı bir işte çalıştırma yaptırımı kararı verilen kişilerin kamu hizmeti cezasının infazında dört saat çalışma bir gün sayılır. Hükümlü günde en az iki, en çok sekiz; haftada en az on dört, en çok kırk saat çalıştırılır. Kamu hizmeti cezasının infazı, toplam ceza süresinin iki katını geçemez. Suça sürüklenen çocuklar hakkında kamu hizmeti cezası kararı verilmişse, kamu hizmeti cezasının infazında hükümlünün çalışmaya başlayacağı tarihteki yaşı dikkate alınır. On sekiz yaşını tamamlayıncaya kadar çalışılan her iki saat bir gün sayılır. Haklarında Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler denetimli serbestlik altında geçireceği toplam sürenin üçte birini kamuya yararlı bir işte çalışmak suretiyle tamamlar. Çalışma süreleri günde dört, haftada 20 saat olarak belirlenir. Hükümlünün tebliğ olunan ödeme emri üzerine adli para cezasını ödememesi nedeniyle hakkında Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/3 maddesi kapsamında Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilmesi halinde günlük çalışma süresi en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak ve haftada 40 saati geçmeyecek şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir.
null
Kamuya yararlı bir işte çalıştırma cezasında gece çalışılabilir mi?
Kamuya yararlı bir işte çalışma cezası; hükümlünün özel durumu, denetim imkânı ve çalıştırılacak iş dikkate alınarak gece de yerine getirilebilir.
null
Kamuya yararlı bir işte çalıştırma cezası bittikten sonra aynı kamu kurumunda bu sefer ücretli olarak çalışılmaya devam edilebilir mi?
Kamuya yararlı bir işte çalışma cezası bittikten sonra, kişinin aynı kurumda çalışması; çalışılan kurumun ihtiyaç duyması, kurum mevzuatında bulunan personel alım şartlarını taşıması ve çalışılan kurumun uygun görmesi halinde mümkün olabilir.
null
Haklarında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen kişiler ile ilgili olarak hangi işlemler yapılmaktadır?
Hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen kişi denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurduğunda ilgili sağlık kurumuna beş gün içerisinde müracaat etmek üzere sevk edilir. Sağlık kurumunca yapılan tedavi programına uyulması halinde tedavi bitiminde denetimli serbestlik müdürlüğünce Cumhuriyet savcılığı tarafından belirlenen denetim süresi içerisinde rehberlik ve iyileştirme çalışmaları gerçekleştirilir. Yükümlünün tedavi programına uymaması ve/veya uyuşturucu madde kullanmaya devam etmesi halinde ise hakkında kamu davası açılmak üzere dosyası kapatılarak Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir.
null
Haklarında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen kişilerin tedavisi nasıl yapılmaktadır?
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullananlar ve bulunduranlar hakkında mahkemelerce veya Cumhuriyet savcılıkları tarafından tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilmektedir. Bu kişilerin tedavileri, Sağlık Bakanlığının 25 Mart 2015 tarih ve 2015/11 sayılı Genelgesi kapsamında Sağlık Bakanlığına bağlı Alkol ve Madde Tedavi Merkezlerinde (AMATEM’lerde) ve diğer yetkili sağlık kuruluşlarında yapılmaktadır.
null
Haklarında denetimli serbestlik kararı verilen kişiler yurt dışına çıkabilir mi?
Kişi hakkında başka bir suçtan dolayı mahkeme veya hâkim tarafından yurt dışına çıkamama adli kontrol tedbiri verilmediyse ve denetimli serbestlik kararı kapsamında belirlenen yükümlülüklerini aksatmaması koşuluyla kişinin yurt dışına çıkmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
null
Denetimli serbestlik kararlarının yerine getirilmesinde denetim ve takip işlemleri nasıl yapılmaktadır?
Denetimli serbestlik altında bulunan yükümlülerin toplum içinde izlenmesi, denetimi ve takibi, denetim bürosunda görevli denetimli serbestlik memurları tarafından yerine getirilir. Denetim ve takipte kollukla işbirliği de yapılır. Yükümlü hakkında belirlenen tedbirin türüne, denetimin yoğunluğuna, suçun özelliğine ve yükümlünün durumuna göre, geceleri ve hafta sonlarını da kapsayacak şekilde denetim yapılır. Yükümlülerin denetim ve takibinde elektronik cihazlar kullanılabilir. Yükümlülerin müdürlüklere girişlerinde gerek duyulması halinde üstleri aranabilir, alkol kontrolü yapılabilir.
null
Elektronik izleme nedir?
Elektronik izleme; şüpheli, sanık veya hükümlülerin elektronik yöntem ve araçlar ile toplum içinde izlenmesini, gözetim ve denetim altında tutulmasını sağlayan, mağdurun ve toplumun korunmasını destekleyen kararların infaz edilmesinde kullanılan bir yöntemdir.
null
Elektronik izlemenin mevzuat dayanağı nedir?
Denetimli serbestlik altında bulunan yükümlüler; 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 15/A maddesinde yer alan; “Şüpheli, sanık ve hükümlülerin toplum içinde izlenmesi, gözetimi ve denetimi elektronik cihazların kullanılması suretiyle de yerine getirilebilir.” hükmü kapsamında elektronik cihazlar ile denetim ve takip altına alınmaktadır.
null
Elektronik izleme hangi suçlarda kullanılmaktadır?
Elektronik izleme cihazları, suç ayrımı yapılmaksızın, kararın niteliğine göre; Hüküm öncesinde tutuklama yerine verilen bazı adli kontrol tedbirlerinin yerine getirilmesinde, Ceza yaptırımı kapsamında hüküm olarak hapis cezası yerine verilen bazı kararların infazında, Salıverme sonrasında ise ceza infaz kurumundan şartlı salıverilen hükümlülerde kullanılmaktadır.
null
Elektronik izleme hangi kararlarda hangi cihazlar ile yapılmaktadır?
Elektronik izleme kapsamında 4 tür elektronik izleme ünitesi kullanılmaktadır. Bunlar: Konutun belirli sürelerle terk edilmemesi kararlarında kullanılan; Ev Ünitesi, Belirlenen yerlere gitmekten yasaklanma veya belirli yerlere devam etme yaptırımı için kullanılan; GPS Ünitesi, Alkole bağlı suçlarda alkol kullanımının takip edildiği; Alkol Ünitesi, Mağduru koruma amaçlı kullanılan; Mağdur Ünitesi’dir.
null
Hangi yükümlünün elektronik izleme ünitesi ile denetim takip altına alınacağına nasıl karar verilmektedir?
Denetimli serbestlik altında bulunan tüm yükümlülerde elektronik izleme sistemleri ile denetim ve takip yapılmamaktadır. Elektronik izleme sistemi ile takip edilecek yükümlülerin belirlenmesinde; yükümlü hakkındaki kararın elektronik izleme sistemlerinin kullanılmasına uygunluğu ve yükümlünün risk sonucunun değerlendirmesi sonrası denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından karar verilmektedir.
null
Denetimli serbestlik sürecinde kararların infazına ilişkin talepler nereye iletilir?
Denetimli serbestlik sürecinde yükümlülerin talepleri (yükümlülüğün değiştirilmesi, yükümlülüğe ara verilmesi, başka denetimli serbestlik müdürlüğüne nakil, itirazların değerlendirilmesi gibi) müdürlük bünyesinde bulunan infaz işlemleri değerlendirme komisyonuna sunulmak üzere ilgili vaka sorumlusuna iletilir.
null
Denetimli serbestlik kararlarının infazı sırasında kişinin yükümlülüklerini yerine getirmesine engel bir mazereti (hastalık, doğal afet, kaza vb) olması halinde ne yapmalıdır?
Söz konusu mazeret derhal denetimli serbestlik müdürlüğünde ilgili vaka sorumlusuna bildirilmelidir.
null
Denetimli serbestlikte yükümlülüklere ve kurallara uyulmadığında ne olur?
Adli merciler tarafından verilen denetimli serbestlik kararlarının gereklerinin yerine getirilmemesi, yükümlüye tebliğ edilen kural ve yükümlülüklere uyulmaması halinde kararın türüne göre yükümlü hakkındaki tedbirin kaldırılmasına ya da cezasının kısmen veya tamamen ceza infaz kurumunda çektirilmesine karar verilebilir.
null
Denetimli serbestlik sisteminde koruma kurulları hangi amaçla oluşturulmuştur?
Koruma kurulları, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu gereğince, Adalet komisyonunun bulunduğu yerlerde Cumhuriyet başsavcısının veya görevlendireceği Cumhuriyet başsavcı vekili ya da Cumhuriyet savcısının başkanlığında, suçtan zarar görenler ile ceza infaz kurumlarından salıverilen hükümlülere “yardımcı olmak” üzere oluşturulmuştur. Koruma kurullarının amacı; suçtan zarar görenlerin suç nedeniyle karşılaştıkları psiko-sosyal ve ekonomik sorunları gidermek, suçun etki ve sonuçlarını en aza indirmek, ceza infaz kurumlarından salıverilen hükümlülerin topluma uyumlarına yardımcı olmak ve yeniden suç işlemelerini önlemek için, mağdurların ve ceza infaz kurumlarından salıverilen hükümlülerin, gereksinim duydukları yardım ve destek hizmetlerini ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde yürütmektir.
null
Koruma kurullarına kimler, nasıl başvurabilir?
Ekonomik ve sosyal yönden mağdurlar ile ceza infaz kurumundan salıverilen hükümlüler ve denetimli serbestlik altında bulunan yükümlüler ya da kanunî temsilcileri dilekçe ile koruma kurulunun yetki alanındaki denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurabilirler. Başvuru dilekçesi ve başvuruyu yapan kişinin kimlik bilgilerini gösterir belgenin yanı sıra; a) Mağdurlar bakımından kesinleşmiş mahkeme kararı ya da soruşturma veya kovuşturma evresinde ilgili merciin yazısı, b) Ceza infaz kurumundan salıverilen hükümlüler için verilen "Salıverilen Hükümlüye Ait Durum Bildirme Formu" ile birlikte koruma kurulunun yetki alanındaki müdürlüğe başvuru yapılabilir. Denetimli serbestlik tedbiri devam eden yükümlüler, denetimli serbestlik müdürlüğü koruma kurulları bürosuna doğrudan müracaat edebilirler.
null
Koruma kurulları hangi talepleri değerlendirmektedir?
Koruma kurulları, suçtan zarar gören kişiler ile ceza infaz kurumlarından salıverilen hükümlülerin ayni, nakdi, sağlık, eğitim, psikososyal destek, işe yerleşme ve tarım işletmeciliği yapmak isteyenlerin araç ve kredi taleplerini değerlendirmektedir. Koruma kurulunda uygun görülen talepler, talebe ilişkin ilgili kamu kurum ve kuruluşları veya sivil toplum kuruluşlarına yönlendirilmektedir. Yönlendirilen kurumun mevzuatı çerçevesinde talepler, ilgili kurum tarafından yeniden değerlendirilmektedir.
null
Eski hükümlü kimdir?
19.09.2009 tarih ve 27354 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Eski Hükümlü veya Terörle Mücadelede Malul Sayılmayacak Şekilde Yaralananların İşçi Olarak Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”e göre eski hükümlü, affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, millî savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, cinsel saldırı veya çocuğun cinsel istismarı suçlarından mahkûm olmamak şartıyla; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası alan ya da ceza süresine bakılmaksızın zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından hüküm giyenlerden cezasını tamamlayanlar, cezası ertelenenler, koşullu salıverilenler, denetimli serbestlikten yararlananlardan eski hükümlü belgesi ile durumlarını belgelendirenler,” şeklinde tanımlanmıştır.
null
Bir kamu kurumunda eski hükümlü kadrosunda işe yerleştirilmek için başvurular nereye yapılmalıdır?
4857 sayılı İş Kanunu’nun "Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru Çalıştırma Zorunluluğu" başlıklı 30’uncu maddesi ile, kamu iş yerlerinde yüzde iki eski hükümlü işçinin meslek, beden ve ruhî durumlarına uygun işlerde çalıştırılması yükümlülüğü hükme bağlanarak, aynı maddede kamu kurumunda çalıştırmakla yükümlü oldukları işçilerin Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlanacağı belirtilmektedir. Bu kapsamda, ilgili mevzuat gereğince bir kamu kurumunda işe yerleştirme işlemleri Türkiye İş Kurumu tarafından yerine getirilmekte olup, bir kamu kurumunda işe yerleştirilme talepleri için ikamet edilen yerdeki Denetimli Serbestlik Müdürlüğü aracılığı ile Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerine başvurulması gerekmektedir.
null
Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan işlem ve eylemlere karşı itiraz ve şikâyet usulü nasıldır?
Yükümlüler ile kanuni temsilcileri, infaz hizmetlerinin yürütülmesi sırasında müdürlükçe hazırlanan denetim planları ve raporları ile müdürlükçe yapılan uyarılar gibi işlem ve eylemlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle müdürlüğe itirazda ya da infaz hâkimliğine şikâyette bulunabilirler. Yükümlü, hakkındaki işlem ve eylemleri öğrendiği tarihten itibaren on beş gün, her halde işlem ve eylemlerin yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurabilir. Şikâyet, dilekçe ile doğrudan infaz hâkimliğine yapılabileceği gibi; Cumhuriyet başsavcılığı veya denetimli serbestlik müdürlüğü aracılığıyla da yapılabilir. Müdürlük işlemlerine karşı yapılan itirazlar komisyon tarafından, koruma kurulu kararlarına karşı itirazlar koruma kurulu tarafından incelenerek sonuçlandırılır. Kararlara karşı infaz hâkimliğine şikâyette bulunulabilir. Müdürlük işlemlerine ve koruma kurulu kararlarına yapılan itirazlar şikâyetteki usullere tabidir.
null
Denetimli serbestlik müdürlüğünde gönüllü olarak çalışmak için hangi şartlar aranmaktadır?
Denetimli serbestlik hizmetlerinde Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nde belirtilen ilkeler gözetilerek gönüllü kişilerden de yararlanılabilir. Gönüllü çalışmak isteyenlerde aşağıdaki koşullar aranır: a) Türk vatandaşı olmak, b) Başvuru tarihinde on sekiz yaşını bitirmiş olmak, c) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendinde sayılan suçlardan hükümlü bulunmamak. Çalışmak isteyen gönüllülerin müdürlüğe dilekçe ile başvurması gerekmektedir. Gönüllülerden; gönüllü başvuru formunu doldurmaları ve yerleşim yeri belgesi istenmektedir. Başvurana ait adli sicil belgesi müdürlük tarafından temin edilmektedir. Başvurular, infaz işlemleri değerlendirme komisyonu tarafından incelenerek karara bağlanmaktadır.
null
Denetimli serbestlik ile ilgili soru ve sorunlar konusunda nasıl destek alınabilir?
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı resmi web sayfasında (http://www.cte-ds.adalet.gov.tr/) denetimli serbestlik sistemi ve yürütülen çalışmalar hakkında bilgiye ulaşılabilir. Ayrıca, denetimli serbestlik altında bulunan kişiler denetimli serbestlik süreci ile ilgili soruları ve yaşadıkları sorunlar hakkında, ikametgâhlarının bağlı bulunduğu denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurabilirler.
null
Annelerinin yanında kalan çocuklar için ek gıda veriliyor mu?
Ceza İnfaz Kurumunda yani hapiste annesiyle birlikte kalan çocuklara, yaşları dikkate alınarak diyetisyen ve doktorun belirleyeceği günlük besin ve enerji ihtiyaçlarına göre durumuna uygun gıda verilmesi sağlanmaktadır.
null
Annelerinin yanında kalan çocukların ve kadın hükümlü/tutukluların kişisel hijyen malzemeleri veriliyor mu?
Hapiste Annelerinin yanında kalan çocukların bezlerinin, diğer temizlik ihtiyaçlarının ve gelişimine etki edecek oyuncakların, süt emziren veya hamile hükümlü ve tutuklular ile ekonomik durumu iyi olmayanlar öncelikli olmak üzere talep eden diğer kadın hükümlü ve tutuklulara da bunların pozitif ayrımcılıkla gözetilmesi ilkesiyle; temizlik ve hijyen malzemelerinin, ödenek tahsis edilmesini beklemeden temin edilmesi sağlanmaktadır.
null
Hapiste Vegan, vejetaryen, farklı inanç sahipleri ve hasta hükümlü ve tutuklulara durumlarına göre yiyecek veriliyor mu?
Hasta hükümlü ve tutukluya, diyetisyen veya hekimlerin belirleyeceği besinler verilmesi, inancı gereği veya vegan, vejetaryen türü özel bir beslenme şekline sahip hükümlü ve tutukluların talepleri, iaşe miktarı ile sınırlı kalmak üzere karşılanması sağlanmaktadır. Hasta hükümlü ve tutuklulara çıkarılacak günlük yemeklerin malzemeleri için gram, fiyat ve kalori hesabı yapılmakta olup, diyet yemeğinin türüne göre kullanılacak malzemede farklılıklar olması nedeniyle fiyatları günlük iaşe miktarının üzerine çıkmakta ya da altında kalabilmektedir. Bu kapsamda; hasta hükümlü ve tutukluların yemekleri için özel bir bütçe ayrılmamakta ancak, raporu bulunanlar için günlük verilen yemeklerinde mevzuat kapsamında zorunlu hale geldiğinde mama ve vitamin vb. ilaçları gibi ihtiyaçları günlük iaşe miktarına bağlı kalınmaksızın kendilerine ayrıca verilmektedir.
null
Hükümlü ve tutuklulardan alınan yiyecek bedelinin tahsili nasıl yapılmaktadır, ödeme gücü olmayanlardan iaşe bedeli neden alınmaktadır?
Devletin himayesi altındaki hükümlü ve tutukluların iaşe edilmeleri kısıtlı kamu kaynaklarının verimli ve etkin şekilde kullanılması ile mümkün olabilmektedir. 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanun’un 2’nci maddesi gereğince bu yiyecek bedelleri cezaevleri idarelerince altı ayda bir bordro yapılarak tahakkuk ettirilmekte, ödeme gücü olmadığı anlaşılanlardan yiyecek bedelleri alınmamaktadır. Ödeme gücü olan hükümlülerden bu kurumda tükettikleri yiyecek bedelleri tahsil edilmek üzere kurum idarelerince tahakkuk işlemleri gerçekleştirilir. Hükümlü ve tutukluların iaşe parası her altı ayda bir belirttiği adrese gönderilerek, iaşe bedeli o günkü şartlarda parasal tutarı kendisinden talep edilmektedir. Parasal miktar o günkü miktar ne ise, onun üzerinden hesaplanan miktardır. Zam ve faiz işletilmemektedir.
null
Hükümlü ve tutuklular ceza infaz kurumlarında neden elektrik parası ödüyor?
Ceza İnfaz Kurumlarına Bulundurulacak Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelikte "Aydınlatma dışındaki elektrik giderleri hükümlü tarafından karşılanır.” hükmü yer almaktadır. Bu nedenle hükümlü ve tutuklulardan kurumun genel aydınlatma gideri değil, sadece oda ve eklentilerinde aydınlatma dışında kullandıkları elektrik bedeli tahsil edilmektedir. Söz konusu mevzuatlar gereğince sadece hükümlü ve tutukluların kurum izni ve kendi istekleri doğrultusunda kantinden temin ettikleri eşyalar ile oda ve eklentilerinde kişisel ihtiyaçları için aydınlatma dışında kullandıkları elektriğin bedeli (televizyon ve vantilatör gibi elektrikli eşyalar için) alınmaktadır.
null
Re’sen yapılan sevklerde hükümlü tutuklulara ait eşyaları nakil olarak gittiği ceza infaz kurumlarına nasıl gönderilmektedir?
Mevzuat gereğince sevke giden hükümlü-tutuklunun koğuş, oda ve eklentilerinde bulundurulabilecek 50 kg’a kadar olan kişisel eşya, gıda, tıbbi malzeme ve diğer ihtiyaç maddelerinin taşınması Genel Müdürlüğümüz bütçesinden, bunun dışında kalan eşyalarının taşınması ise hükümlü/tutuklunun kendi hesabından karşılanmaktadır.
null
Soruşturma Nedir?
Soruşturma aşaması, suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi ifade eder. Bu evrede iddia makamı; delilleri toplar, delilleri koruma altına alır, şüphelileri tespit eder ve suç iddiasını oluşturur. Bu süreçte suç iddiası araştırılacak ve tespit edilen şüphelilerle ilgili suç şüphesi yeterli yoğunlukta ise iddianame düzenlenecektir.
null
Kovuşturma Nedir?
Kovuşturma; iddianamenin kabulünden hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi ifade eder. Bu evrede mahkeme, iddianameye konu olay ile ilgili sanığı yargılar ve sanığın bu eylemi işleyip işlemediği hususunda bir karara varır.
null
Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar Nedir?
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar CMK m.172’de yer alır ve yapılan soruşturma sonucunda kamu davasının açılması için yeterli şüpheyi oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturmanın mümkün olmaması hallerinde, soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısının verdiği karardır. Bunun yanı sıra CMK m.173’te etkin pişmanlık veya şahsi cezasızlık sebeplerinin varlığı halinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilebileceği düzenlenmiştir.
null
Kovuşturma Aşamasında Şikayetten Vazgeçme Mümkün Müdür?
Kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçilirse, dava hakkında düşme kararı verilecektir. Bununla birlikte eğer, şikayet konusu birden fazla kişi tarafından işlenmişse, bir kişinin şikayetten vazgeçmesi diğerlerini de etkileyecek ve tüm sanıklar hakkında düşme kararı verilecektir.
null
Muhakeme Nedir?
Muhakeme; birbirine karşı savunmaları olan iki tarafı dinleyerek bir yargıya varma, yargılama anlamına gelmektedir.
null
Muhakeme Şartları Nelerdir?
Soruşturma, suç şüphesinin öğrenilmesinden itibaren re’sen (kendiliğinden) başlatılır. Bazı hallerde soruşturmanın veya kovuşturmanın başlatılması veya yürütülmesi belirli şartlar altında gerçekleşmesine bağlıdır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: Şikayet İzin Talep Karar Hüküm veya Açılmış Dava Bulunması Dava Zamanaşımı Af Ön Ödeme Uzlaştırma Sanığın Hazır Bulunması Sanığın Akıl Hastası Olması Bekletici Mesele
null
Hükümlü ve tutukluları kimler ziyaret edebilir?
Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeliğin 9'uncu maddesinde sayılan; eşi, anne, babası, büyükanne ve büyükbabası, çocuğu, torunu, kardeşi, gelini, damadı, kayınbiraderi, baldızı, yengesi, eniştesi, görümcesi, kayınvalidesi, kayınpederi, kayınvalidesinin annesi ve babası, kayınpederinin anne ve babası, eşinin başkasından olma çocuğu, büyükanne ve büyük babasının anne ve babaları, torun çocuğu, kardeş çocuğu, eşi, amcası, halası, dayısı, teyzesi ve bunların eşleri ile vasisi ve kuruma kabulünde yukarıda sayılan yakınları dışında bildirdiği üç kişi ziyaret edebilmektedir.
null
Yabancı uyruklu hükümlü ve tutuklular nasıl ziyaret edilebilir?
Yabancı uyruklu hükümlü ve tutuklular belgelendirmeleri koşuluyla eşi, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile vasisi veya kayyımı ve ayrıca, kuruma kabullerinde, zorunlu haller dışında bir daha değiştirilmemek üzere ad ve adreslerini bildirdiği en fazla üç kişi tarafından, haftada bir kez ziyaret edilebilir. Ziyaret hakkının kullanılması, ziyarete esas bağı gösteren belgeler ile önceden Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurulması ve bu belgelerin Cumhuriyet başsavcılıklarınca uygun görülmesi halinde mümkündür. Tüm ziyaret başvurularına, ziyaret edilecek kişilerin açık kimliği, yakınlık derecesini belirten bilgi veya belge ile ziyaretçinin kimlik veya pasaport fotokopisi eklenir. Ziyareti uygun görülen ziyaretçiye Cumhuriyet başsavcılığınca renkli fotoğraflı bir ziyaret belgesi verilir. Daha sonraki ziyaretlerinde ziyaretçi bu belge ile doğrudan ceza infaz kurumuna giderek hükümlü veya tutukluyu ziyaret edebilir.
null
Diplomatik temsilciliklerin ve konsolosluk memurlarının ziyaret usulleri nelerdir?
Ülkenin diplomatik temsilciliği görevlileri veya konsolosluk memurları, sadece kendi ülke vatandaşları ile Türkiye’de diplomatik temsilciliği veya konsolosluğu bulunmayıp da anlaşmalar gereği, yararlarını korudukları yabancı uyruklu kişileri ziyaret hakkına sahiptir.
null
Diplomatik temsilciliklerin ve konsolosluk memurlarının hükümlü ve tutukluları ziyaret edebilmek için nereye başvurmaları gerekmektedir?
Adli suçlardan ceza infaz kurumunda bulunan hükümlü ve tutukluları ziyaret talepleri, ziyaret tarihinden en az bir hafta önce, ceza infaz kurumunun bulunduğu ağır ceza merkezi Cumhuriyet başsavcılığına yapılır. Ziyaret edilmek istenen kişi, terör veya örgütlü suçlardan hükümlü veya tutuklu ise, ziyaret talebi, ziyaret tarihinden onbeş gün önce Bakanlığa iletilir. Başvuruda, ziyaret talebinde bulunan konsolosluk memurunun açık kimliği, görevi ve ziyaret tarihi belirtilir.
null
Konsoloslukta resmen çalışan din görevlisi, öğretmen, psikolog, tercüman ve benzeri mesleklerdeki konsolosluk memurlarının tek başına yabancı uyruklu hükümlü ve tutukluları ziyaret edebilmek için nereye başvurmaları gerekmektedir?
Konsoloslukta resmen çalışan din görevlisi, öğretmen, psikolog ve benzeri mesleklerdeki konsolosluk memurlarının yabancı hükümlü ve tutukluları ziyaret edebilmek için Bakanlığa başvurmaları zorunludur.
null
Yabancı heyetler ceza infaz kurumlarını ziyaret edebilmek ve hükümlü ve tutuklularla görüşebilmek için nereden izin alması gerekir?
Resmî ya da özel kurum ve kuruluşlar, heyet hâlinde veya bireysel olarak ceza infaz kurumlarını ziyaret edebilmek ve hükümlü ve tutuklularla görüşebilmek için Bakanlıktan izin almak zorundadır.
null
Hasta hükümlü ve tutuklular ceza infaz kurumunda veya hastanede ziyaret edilebilirmi?
Hasta hükümlü ve tutuklular, kurum tabibinin uygun görmesi halinde, görevli infaz ve koruma memuru nezaretinde, kurumun hastane veya revirinde ziyaret edilebilir. Kurum dışındaki sağlık kuruluşlarında yataklı tedavi gören hükümlü ve tutuklular, tedaviyi yapan doktorun uygun görmesi ve Cumhuriyet başsavcısı veya görevlendireceği Cumhuriyet savcısının izni ile iç güvenlik görevlileri nezaretinde ziyaret edilebilir.
null
Türk vatandaşlığın yanı sıra yabancı bir ülke vatandaşı olan hükümlü ve tutukluların diplomatik temsilcilikler tarafından ziyareti nasıl olur?
Ziyaret edilmek istenen kişi, biri Türk vatandaşlığı olmak üzere birden fazla vatandaşlığa sahip ise, konsolosluk memurunun izin talebi karşılıklılık ilkesi de gözetilerek yerine getirilebilir.
null
Şantaj yapmak suç mudur? Şantaj yapan kişiyi nasıl şikayet edebilirim?
Türk Ceza Kanunu md. 107'de şantaj suçu düzenlenmiştir. Yani sorunuzun ilk kısmına cevap vermek gerekirse evet şantaj yapmak suçtur. Şantaj yapan kişiyi, bulunduğunuz yer Cumhuriyet Başsavcılığı'na müracaat ederek şikayet edebilirsiniz.
null
Evlilik devam ederken birlikte yaşamaya ara veren taraf haklı nedeni varsa mahkemeden neler talep edebilir?
Medeni Kanunumuzun 197. maddesi uyarınca; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
null
Evlilik devam ederken aile birliğinin devamı için gereken masraflara katılmayan eş için ne yapabilir?
Medeni Kanunumuzun 198. Maddesi uyarınca eşlerden biri, birliğin giderlerine katılma yükümlülüğünü yerine getirmezse, hâkim onun borçlularına, ödemeyi tamamen veya kısmen diğer eşe yapmalarını emredebilir. Yine birliğin giderlerine katılma yükümlülüğünü yerine getirmeyen eşe evlilik sürerken nafaka davası açılabilir.
null
Evlilik devam ederken diğer eşin, mal kaçırmaya başlaması halinde alınabilecek hukuki tedbir var mıdır?
Medeni Kanunumuzun 199. Maddesi uyarınca ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir.
null
Aile içi şiddet hangi şekillerde tezahür eder? Aile içi şiddete uğrayan mağdurların Aile Mahkemesinden talep edebilecekleri tedbirler nelerdir?
Aile bireyinin fiziksel, cinsel, ekonomik veya psikolojik zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, toplumsal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözel ve ekonomik her türlü davranış şiddetin tezahür şekilleri olarak kabul edilmiştir. Şiddete uğrayan aile bireyin, emniyet birimlerine veya Cumhuriyet Savcılığına bildirmesi ve bu mercilerin bildirimi Aile Mahkemelerine iletmeleri sonucu hakim, 4320 sayılı Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Hakkında Kanun uyarınca, şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmaması, müşterek evden 6 aya kadar uzaklaştırılarak bu evin diğer aile bireylerine tahsisi ile bu bireylerin birlikte ya da ayrı oturmakta olduğu eve veya işyerlerine yaklaşmaması, bu süre için nafaka vermesi; aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi, aile bireylerini iletişim araçları ile rahatsız etmemesi, varsa silah veya benzeri araçlarını genel kolluk kuvvetlerine teslim etmesi, alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak şiddet mağdurunun yaşamakta olduğu konuta veya işyerine gelmemesi veya bu yerlerde bu maddeleri kullanmaması, bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması tedbirlerinden bir veya birkaçına ve uygun göreceği benzer tedbirlere harçsız ve dosyanın esasına girmeksizin, deli toplamaksızın derhal karar verecektir.
null
Evlilik hangi hallerde sona erer?
Evlilik, ölüm, boşanma kararı, gaiplik nedeniyle evlenmenin feshi, evlenmenin iptali ve evlenmenin yok hükmünde olduğu hallerde sona erer.
null
Evliliğin yok hükmünde olduğu haller nelerdir?
Evlenme sözleşmesi yoklukla malul olduğunda kendiliğinden hükümsüz olur. Medeni Kanunumuz uyarınca evliliğin yoklukla malul olduğu haller; irade beyanı yokluğu veya iradenin bizzat açıklanmaması, mümessil tarafından açıklanması, aynı cinsten olan kişilerin evlenmeleri, yetkili evlendirme memuru önünde yapılmaması halleridir. Bu hallerde evlilik birliği hiç doğmaz, taraflar evli değildirler, birbirlerine mirasçı olmazlar, doğan çocuğun soy bağı yoktur. Her zaman ileri sürülebilir.
null
Evlenme şartlarında hangi eksikliklerin olması halinde hakim kararı ile evlilik hükümsüz sayılır? Bu hallerin varlığı halinde nasıl bir yol izlenmelidir?
Butlan sebeplerinin varlığı halinde mutlaka hakimin karar vermesi gereklidir ancak bu şekilde hükümsüz hale gelir. Mutlak butlan olsa dahi hakim kararına kadar geçerli evliliğin tüm sonuçlarını doğurur. Bu haller, eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması, eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun olması, eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması, eşlerden birinde evlenmeye engel olacak şekilde hısımlığın bulunması halleridir. Evlenme şartlarında eksiklik evliliğin hakimin hükmü ile kaldırılması sonucunu doğurur. Süreye bağlı olmadan açılabilir. Cumhuriyet savcıları ve diğer ilgililer dava açabilirler. Aynı şekilde eşlerden biri, kanuni temsilcileri, vasileri, eşlerden birinin mirasçıları da dava açabilirler. Cumhuriyet Savcıları ölümle sona eren bir evliliğin iptali için dava açamazlar ama mirasçılar açabilecektir.
null
Hangi durumlarda evliliğin nısbi butlan sebebi ile hükümsüzlüğü mahkemeden talep edilebilir?
Nısbi butlan davaların da ilgililerin ve Cumhuriyet Savcılarının dava açma yetkileri yoktur. Dava eşler veya ana ve baba veya vasilerinin izni alınmadan yapılan evlenmelerde kanuni temsilciler tarafından açılır. Bu haller, ayırt etme gücünün geçici olarak yoksunluğu sırasında yapılan evlenme, yanılma evlenmeyi hiç istemediği halde veya evlendiği kişiyle evlenmeyi hiç düşünmediği halde veya eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez duruma sokacak derecede önemli nitelikte yanılarak evlenmişse, (şahısta ve nitelikte yanılma), aldatma, (diğer eşin namus ve onuru hakkında aldatmış olması, davacının veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalığın kendisinden gizlenmiş olması), korkutma, (kendisi veya yakınlarının sağlığı hayatı veya namusuna yönelik korkutma) halleridir. Nısbi butlan sebebinin öğrenilmesinden itibaren 6 ay her halde 5 yıl geçmekle nısbi butlan dava açma hakkı düşer.
null
Ölüm tehlikesi olan ya da kendisinden uzun süre haber alınamayan eş hakkında geride kalan eş, nasıl bir hukuki yol izlemelidir?
Ölüm tehlikesi ile kaybolan ve kendisinden uzun süredir haber alınamayan, ölümüne kuvvetle muhtemel bakılan kişilerin gaipliğinden söz edilir. Gaiplik kararı verilebilmesi için ölüm tehlikesi içinde kaybolmasının üzerinden bir yıl geçmiş olmalıdır. Gaipliğine hükmolunan kimsenin kocası veya karısı evlilik feshedilmedikçe yeniden evlenemez. Kaybolanın eşi evliliğin feshini gaiplik başvurusu ile birlikte veya açacağı bir dava ile isteyebilir. Ayrı bir dava ile evliliğin feshi, davacının yerleşim yeri mahkemesinden açacağı bir dava ile isteyebilir. Kararı alınca nüfus idaresine müracaatla evliliğin feshinin tescilini ister. Gaiplik kararı ile birlikte evliliğin feshi istenmiş ise bu taktirde yetkili mahkeme kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri, nüfus siciline kayıtlı olduğu yer, anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.
null
Boşanma nedir, nedenleri nelerdir? Boşanma kararı nasıl kesinleşir?
Kanunda yazılı sebeplere dayanarak eşlerden birinin açtığı dava üzerine evlilik birliğinin hakimin kararı ile sona erdirilmesidir. Özel boşanma nedenleri, zina sebebi ile boşanma, hayata kast pek kötü veya onur kırıcı muamele, küçük düşürücü suç veya suç işleme kastı ile haysiyetsiz yaşam sürme, terk sebebi ile boşanma davaları, akıl hastalığı sebebi ile boşanma davaları, genel boşanma nedenleri ise; evlilik birliğinin temelinden sarsılması, ayrılık süresinin bitimi halinde evlilik birliğinin sona ermesi ve anlaşmalı boşanma halleridir. Bu sebeplerden biri ile verilecek boşanmaya ilişkin gerekçeli(uzun) karar taraflara tebliğ edilir, taraflarca süresinde temyiz edilmeyen(üst mahkemeye gönderilmeyen) karar kesinleşir, kararı veren mahkemenin yazı işleri müdürlüğü kararı kesinleştiği tarihten itibaren 30 gün içinde mahkemenin yazı işleri müdürlüğünün bulunduğu yer Nüfus Memurluğuna gönderir. Oradan da kocanın kayıtlı olduğu yer nüfusuna gönderilir.
null
Anlaşmalı boşanma nedir? Nasıl gerçekleşir?
Medeni Kanunumuzun 166. Maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması; ortak hayatın çekilmez hale gelmesi ve evliliğin en az bir yıl sürmesi halinde eşlerin evliliğin sonuçları hususunda her konuda (velayet, malların paylaşımı, maddi, manevi tazminat ve nafaka vs) anlaştıklarını açıklayan protokolü mahkemeye sunmaları ve bir tarafın açtığı davayı diğerinin kabul etmesiyle tarafların duruşmaya katıldıkları ilk ve tek duruşma ile sonuçlanır.
null
Boşanma davası için vekalet nasıl çıkarılır?
Özel vekalet çıkarılır, vekalette boşanma hususu açıkça yazar ve vekalete yakın tarihli fotoğrafınız yapıştırılır, mahkemeye vekaletin aslı sunulur.
null
Boşanma davası hangi mahkemede açılır?
Boşanma davalarında görevli mahkeme, aile mahkemeleri olup aile mahkemelerinin kurulmadığı yerlerde aile ile ilgili işlerle görevlendirilen mahkeme görevlidir.
null
Boşanma davası neredeki mahkemede açılır?
Yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri ya da eşlerin son 6 ayda birlikte oturdukları yer; -davalının yerleşim yeridir.
null
Boşanma davasının sonuçları nelerdir?
Boşanma davası sonucunda, taraflar kişisel durumlarını korur (erginlik, kayın hısımlığı, vatandaşlık gibi), kadın eşin soyadı değişir ve baba soyadını alır, taraflar birbirlerinin mirasçısı olma sıfatlarını kaybederler, dava sürerken davacının ölümü halinde, mirasçılar davaya devam edebilir, mal rejimi sona erer, kusursuz veya daha az kusurlu eş maddi tazminat kazanır, kişilik hakkı saldırıya uğrayan eş ise manevi tazminat kazanır, maddi tazminat istemi katkı payına ilişkinse harca tabidir yine ekonomik durumu iyi olmayan tarafa daha az kusurlu olması halinde nafaka bağlanır, dava süresince bağlanan nafakaya tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra devam eden nafakaya ise yoksulluk nafakası denir ayrıca müşterek çocuk varsa velayet üzerinde olan eş çocuğun bakımına katılım için nafaka talep edebilir, dava süresince bu nafakaya tedbir, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası denilmektedir, taraflar kişisel mallarını mal rejimi sona ermeden, tasfiye söz konusu olmadan da isteyebilir.
null
Maddi tazminatın tespitinde hangi esaslar baz alınır?
Maddi tazminat talep edebilmek için kişinin boşanma davası açması ya da alaeyhine açılmış boşanma davasını reddedip karşı boşanma davası açmış olması, boşanma davasının kabul edilmesi, birliğin boşanma ile sona ermesi, eşin mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelenmesi, isteyen eşin daha az kusurlu olması ve maddi tazminat talebinde bulunması gerekmektedir. Boşanma davasında talep edilen maddi tazminat harca tabi değildir sadece matbu dava harcı verilir, ancak talep edilecek miktarı, karşı tarafın ve sizin ekonomik durumlarınız, evlilik sürerken sürdürülen yaşam biçiminin ekonomik düzeyi belirleyici olacaktır.
null
Manevi tazminatın tespitinde hangi esaslar baz alınır?
Manevi tazminat talebinde bulunabilmek için, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğramış olmalı zarar ispat edilmeli, zarar talep edilmiş olmalı, boşanma davası açılmalı, boşanma ile sonuçlanmalı, kabul edilmeli, eş daha az kusurlu olmalıdır. Manevi tazminata toptan hükmedilir nafaka gibi aylık ödemeler halinde ödenmesine hükmedilmez, manevi tazminata TL olarak hükmedilir. Boşanma davasında talep edilen manevi tazminat harca tabi değildir sadece matbu dava harcı verilir, ancak ayrı dava ile istenirse harca tabidir. Hukukumuzda zenginleşme yasağı olması nedeniyle hükmedilen tazminat miktarı zarar nispetinde makul miktarlarda olacaktır. Manevi tazminat miktarı ıslah edilemeyeceğinden dava dilekçesinde yazılan rakam daha sonra değiştirilemez.
null
Boşanma davasında mahkeme harcı matbu mu nısbi mi belirlenir?
Boşanma davasında mahkeme masrafları matbudur, yani tazminat ve nafaka taleplerinizin miktarı ne olursa olsun sadece davaya dair her boşanma davasında boşanma davası açan tüm kişilerle aynı dava ücretini ödersiniz, ancak kanun değişikliğinden sonra tanık ve sair masraflar artık davanın başında ödenmektedir dolayısıyla eskisine nazaran ödeyeceğiniz ücret daha fazladır.
null
Boşanma davasında avukat tutmak mecburi midir?
Avukat tutmak mecburi değildir, davanın kazanılması usuli sürecin doğru yönetilmesine ve ispat kurallarına bağlı olduğundan bir vekiliniz olması işlerinizi kolaylaştıracaktır.
null
Boşanma davasında diğer eşin kusurlu olduğunun ispatı nasıl yapılabilir?
Boşanma davasında en önemli ispat araçlarından biri tanıklardır, ancak tanık beyanlarında, tanığın tarafların iddialarını taraflardan duymuş olması yeterli değildir, tarafların iddialarına ilişkin olayları bizzat görmüş ya da duymuş olmaları önemlidir. Hem tarafların hem tanıkların iddia ve beyanları tarafların boşanmalarına neden olan ve sonrasında eşlerin barışmaları ile neticelenmeyen olayların anlatımına ilişkin olmalıdır. Taraflar bahis edilen sorun hususunda daha sonra anlaşmışlar ise artık o hususlar mahkemenin konusu dışına çıkmaktadır. Gerekli görüldüğünde psikologlardan rapor alınmaktadır, maddi hususlarda eşin kredi kartı ekstreleri varsa maaş bordrosu, banka hesap bilgileri, menkul gayrimenkul bilgileri, harcamalarına dair faturalar ekonomik taleplerinizin ispatı için önemlidir. Fiziksel şiddet varsa sağlık raporları, fotoğraflar da önemlidir. Boşanmaya sebep olan bu ve bunun gibi bilgisayar kayıtları ve sair her türlü bulgu delil teşkil edebilecektir.
null
Boşanma davasında eşi adına kayıtlı gayrimenkulün tapuda iptali ile kendi adına tescilini talep eden eş, gayrimenkulün devri sırasındaki tapu masraflarından ve diğer eşin devre yanaşmaması karşısında dava açmaktan kurtulmak için bu hususu mahkemeden nasıl talep etmelidir?
Uygulamada sıklıkla tarafların ister anlaşmalı boşanma protokollerinde olsun ister çekişmeli boşanma davalarında dava dilekçelerinde istemleri, diğer tarafın kendi adlarına olan tapuları kendi adlarına devretmeleri yönündedir keza mahkemeler de talep uyarınca “davalı” adına kayıtlı gayrimenkulün “ davacıya” devredilmesine karar vermektedirler, bu kararın sonunda davalı eş, gayrimenkulü devretmemekte ve bu nedenle ayrıca dava açmakta yüksek harçlar ödenmek mecburiyetinde kalınmaktadır ya da davalı devre yanaşsa dahi yine tapudaki harçlar davacı tarafa kalmakta sırf bu nedenle karar uygulanamayabilmektedir. Oysa Yargıtay’ın da yerleşik içtihatları uyarınca Mahkemeden “davalı” adına kayıtlı gayrimenkulün tapusunun iptali ile “ davacı” adına tescili kararı verilebilmekte, tapuya bu ilamla gidildiğinde son derece düşük ilam harcı ödemekle devir yapılabilmektedir. Bu nedenle bu hususa dikkat edilmesi gerekmektedir.
Uygulamada sıklıkla tarafların ister anlaşmalı boşanma protokollerinde olsun ister çekişmeli boşanma davalarında dava dilekçelerinde istemleri, diğer tarafın kendi adlarına olan tapuları kendi adlarına devretmeleri yönündedir keza mahkemeler de talep uyarınca “davalı” adına kayıtlı gayrimenkulün “ davacıya” devredilmesine karar vermektedirler, bu kararın sonunda davalı eş, gayrimenkulü devretmemekte ve bu nedenle ayrıca dava açmakta yüksek harçlar ödenmek mecburiyetinde kalınmaktadır ya da davalı devre yanaşsa dahi yine tapudaki harçlar davacı tarafa kalmakta sırf bu nedenle karar uygulanamayabilmektedir. Oysa Yargıtay’ın da yerleşik içtihatları uyarınca Mahkemeden “davalı” adına kayıtlı gayrimenkulün tapusunun iptali ile “ davacı” adına tescili kararı verilebilmekte, tapuya bu ilamla gidildiğinde son derece düşük ilam harcı ödemekle devir yapılabilmektedir. Bu nedenle bu hususa dikkat edilmesi gerekmektedir.
Mahkeme tarafından lehinize ya da velayeti geçici olarak sizde olduğuna karar verilen çocuklarınız lehine hükmedilen tedbir nafakası, ödemekle yükümlü eş tarafından ödenmezse bu alacağın tahsili ne şekilde yapılır?
Nafakaya ilişkin kararı yerine getirmeyen borçlu aleyhine icra takibi başlatılıp maaş haczi istenebilir, maaşı bulunmuyorsa maddi malvarlığı, menkul gayrimenkul araç kayıtları ve varsa 3. Kişilerdeki alacakları üzerine gidilebilir. Tedbir nafakasına mahkemece ne zaman hükmedilirse hükmedilsin başlangıcı dava tarihi olacaktır yani tedbir nafakası geriye yürüyecek dava tarihinden itibaren icraya konu edilecektir.
null
Mahkeme tarafından lehinize ya da velayeti geçici olarak sizde olduğuna karar verilen çocuklarınız lehine hükmedilen tedbir nafakası, ödemekle yükümlü eş tarafından ödenmezse ödemekle yükümlü eş aleyhine cezai takibat başlatabilir miyiz?
2004 sayılı Kanun md. 344 (Değişik madde: 31/05/2005 – 5358 S.K./15. md.) Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir.
null
README.md exists but content is empty. Use the Edit dataset card button to edit it.
Downloads last month
2
Edit dataset card